Ürün yetiştiriciliğine ilişkin bilgilere aşağıdaki seçeneklerden ulaşabilirsiniz


Tarımsal üretimle ilgili video içeriklerine ulaşmak için tıklayınız...

Tarım ürünleri ile ilgili detaylı bilgiler - ürün tanıtımları için kategori seçiniz:


Siz de yöresel veya bölgesel bir ürününüzün burada tanıtılmasını sağlayabilirsiniz. Tanıtılmasını istediğiniz ürünlerle ilgili bilgileri e-posta adresimiz aracılığı ile bize iletebilirsiniz.

Siz de bilgi göndererek bu sitenin içeriklerine katkıda bulunabilirsiniz. Bizimle her konuda iletişime geçmek için aşağıdaki e-posta adresini kullanabilirsiniz.


 

KATEGORİLER

Organik Tarım

Tarım Ürünleri

Seracılık

Çiçekçilik

Arıcılık

Üretici Köşesi

Ülkemizde Tarım

Faydalı Bilgiler

Haberler

Videolar

Foto Galeri

   

Glayöl Yetiştiriciliği

GLAYÖL YETİŞTİRİCİLİĞİ

 

Genel Bilgiler

 

Ülkemizde glayöl doğal olarak yetişen ve üretimi en çok yapılan soğanlı, yumrulu, rizomlu süs bitkilerinin başında gelmektedir. Günümüzde kesme çiçekçilikte glayöl önemini giderek artırmasına bağlı olarak üretim alanları da gelişme göstermektedir. Ülkemizde soğanlı, yumrulu, rizomlu süs bitkileri 950 dekarlık bir üretim alanına sahiptir. Glayöl 610 dekar civarındaki üretim alanıyla bu grup içerisinde birinci sırada yer almaktadır. Diğer kesme çiçek olarak üretilen bitkiler arasında da karanfil ve gülden sonra 3. sırada yer alır.

 

Gerek çiçek gerekse soğan üretim amacıyla birçok bölgemizde glayöl yetiştiriciliği yapılmaktadır. En çok üretim yapan illerimizin başında soğan üretiminde Kocaeli, İstanbul; kesme çiçek üretiminde Antalya, İzmir, Adana gelmektedir. Glayöl  İridacae familyasındandır. Soğanımsı gövde (korm) oluşturan bir bitkidir. Türkçe’de kuzgun kılıcı, keklik çiğdemi, alata zambağı, kılıç otu gibi yörelere göre değişen isimlerle anılmaktadır. Az masrafla kolay üretilmesi, değişik renkleri, her yıl yer değiştirme kolaylığı, çiçekli kalma süresinin uzunluğu gibi nedenlerle popüler bir çiçektir. Gladiolus cinsi içerisinde bilinen, yaklaşık 250 tür yer almaktadır.Bu yabani türlerin doğal yayılma alanları Akdeniz çevresi, Anadolu, İran ve Güney Afrika’dır.

 

Büyüme ve Gelişme

 

Glayöl soğanı, nemli ve  ılık bir toprağa dikildiğinde, soğanın tabanından dikimden önce hafif kabarmaya başlamış olan kökler sürmeye başlar. Topraktan sadece su alarak soğanın depo maddelerini sürgün ucuna akmasını sağlar ve en uçtaki göz (tomurcuk) soğandaki besin maddelerini kullanarak şişer ve uzamaya başlar. Dikilen soğandaki besinler tükendikten sonra soğan büzülür ve kurur.  Toprak üstüne çıkan sürgünden önce üç beş adet küt kın yaprak çıkar, daha sonra gerçek yapraklar çıkmaya başlar. Kın yaprakların görevi, arkadan gelen gerçek yaprakları ve çiçeği korumaktır. Bu şekilde yaklaşık dikimden 20 gün sonra ilk gerçek yaprak çıkar.  Toprak üstünde ilk gerçek yaprak görüldüğü zaman (dikimden 20 gün sonra) diğer yapraklar da aşağıda kın yaprakların içinde  şekillenmişlerdir ve güneşe doğru sürmeye hazırdır. Gerçek büyüklüklerini aldıktan sonra bitki beslenmesi için özümleme (besin

maddesi) yapmaya başlar.

 

Toprak üstünde iki üç yaprak oluştuktan sonra gövdenin toprak altında kalan kısmı şişmeye başlar ve kalın etli hortum kökler uzamaya başlar. Burada eski soğandan çıkan ince köklerin ve eski soğanın işi bitmiştir ve hortum kökler su ve besin maddesi alma görevini üstlenir. Hortum kökler aynı zamanda bitkinin toprağa tutunmasını sağlar. Hortum kökler uzamaya, bitkiye gerekli su ve besin maddelerini almaya devam ederler. Aynı zamanda soğanın tabanında yeni çiçek sapı teşekkül ederek uzamaya başlar. Toprak altında gövdenin besin biriktirip şişmesiyle oluşan yeni soğan, yapraklarla tamamen sarılmıştır. Bu sarma ve soğan oluşumu çiçeklerin açılmasından sonraya kadar devam eder. Yeni soğan oluşurken sezon sonuna doğru yeni soğanın dibinde şişmeler ve bunun ucunda da yavru soğanlar oluşmaya başlar. Yavru soğanlarda sadece bir yaprak gözü ve bir kök yeri vardır. Bunlar ince zar yerine sert bir kabukla kaplanmıştır. Yavru olgunlaştıkça bu kabuk da sertleşmektedir.  Kın yaprakların içinde altıncı yaprak oluşurken çiçek sapı da oluşmaya başlar ve dipten yukarıya doğru en eski yaprakların arasından uzar. En son şekillenen kandil ilk önce görülür.  İlk  şekillenen kandil ve çiçeğin sapı en son görülür. Çiçek sapının gelişmeye şekillenmeye başlaması yaklaşık büyüme başlangıcından bir ay sonraya rastlar ve bütün kandillerin oluşması 7 ile 10 gün içinde tamamlanmış olur. Bitki büyüme süresi içerisinde altı yedi yaprağı geliştikten sonra çiçeklerin dizildiği başak yaprakların arasında görülür ve uzamaya başlar. İki hafta içerisinde gerçek boyunu alır. En alttaki kandil  şişerek çiçeğin petal rengi görülür ve kandiller aşağıdan yukarıya doğru açılır.

 

Çiçek Soğanı Üretim Yöntemleri 

 

Glayöl soğuklara karşı yarı dayanıklı bir bitkidir. Kışları sert geçen yerlerde kış sonuna kadar muhafaza edilerek ilkbaharda yeniden dikilme zorunluluğu gösterir. Ertesi yılın yeni kormu eski kormun üstünde meydana gelir. Bu da kormun dikiminden sonra yaprakların yaklaşık 20 cm boya ulaştığı zamana rastlar. Yapraklar 40-60 cm boya ulaştığında yeni korm eski korm kadar irileşir ve köklenmeye başlar. Bu arada yeni ve eski kormların arasında minyatür haldeki kormeller yada kralenler meydana gelir. Soğanımsı gövdelerde iki tip kök oluşmaktadır; eski kormun dip kısmından çıkan tüylü kökler, yeni kormun dibinden çıkan büyük ve etli kökler. Yeni korm büyüyüp gelişmeye devam ederken, eski korm büzülmeye ve içindeki depo maddelerini çiçeklenme için sarf ettiğinden dağılmaya ve parçalanmaya başlar. Çiçeklenmeden hemen sonra yapraklar, besin maddesi yapımına devam eder. Bu besin maddeleri, yeni kormda toplanır. Yaz sonunda yapraklar kuruyup da soğan hasadın yapıldığında bir veya daha çok sayıda yeni korm ve bunların dibinden çıkan çok sayıda ( 5- 500 adet ) kralen görülür. Çiçek soğan üretimi esas bu yeni kormlar ve kralenler ile yapılmaktadır.  Glayölde çiçek oluşumu, bir önceki mevsimde ve özellikle çiçeklenmeden sonraki devre de kormda biriktirilen depo maddeleri miktarına bağlıdır. Glayöllerde serin geceler ve uzun büyüme devreleri, çok iri kormların oluşumu için uygundur. 

 

Kralen ile Üretim

 

Bu üretimde çiçeklenme iriliğine dek geçmesi gereken süre iki üç yıl kadardır. Kralenler boylarına göre üç grupta toplanabilir: ¾ Çapı 1 cm ve daha fazla olanlar büyük boy ¾ 0.6 cm ile 1 cm arasında olanlar orta boy ¾ 0.6 cm den daha küçük olanlar küçük boy Genel olarak büyük boylu kralenler diğerlerine göre daha kolay çimlenmektedir. Kralenlerin çimlenmesini kolaylaştırmak için dikim öncesi bazı ön işlemlerin yapılması gerekir. Bu işlemlerden bazıları şunlardır:

 

- Mekanik aşındırma

- Sıcak su uygulama

- Tuzlu su uygulama

- Etilen kloridrin ile muamele

 

Kralenler çimlendiği zaman sert kabuğunu kaybeder ve sonraki gelişimiyle kormu oluşturacak minyatür bir yumru meydana getirir. Bu yumrular yapraklar sararmaya başlayınca hasat edilebilir. Kralenlerin dikim öncesi hastalık ve zararlılara karşı ilaçlanması gerekir.

 

Tohum ile Üretim

 

Tohum ile üretimde ana bitkiye benzer özellikler taşıyan bitkilerin yanında çok sayıda farklı özellikte bitkiler de elde edilmektedir. Bu nedenle bu yöntem yeni çeşitlerin elde edilmesinde ve ıslah çalışmalarında kullanılır. Tohumlar kışın camekânlarda, ilkbaharda ise açıkta çimlendirilebilir. Tohumdan itibaren ticari büyüklükte bir korm elde edebilmek için en az üç yıla ihtiyaç vardır.

 

Yeni Korm ile Üretim

 

Bu üretim yönteminin ticari bir önemi yoktur. Ancak kralen oluşturmayan ya da çok az oluşturan glayöl çeşitleri için önem taşıyan bir yöntemdir. Bu yöntemde kormlar bütün olarak dikilebileceği gibi her bir parçada göz olacak  şekilde parçalara bölünerek de dikilebilir. Bölünen parçaların bölme yüzeyinde çürüme olasılığına karşı, toz bir fungusitle ilaçlandıktan sonra dikilmeleri gerekir. Bunlar bir iki yılda ticari boyda yumru meydana getirebilir. Glayölün pek çok çeşidinde kormlarda genellikle hasat sonrası bir dinlenme periyodu başlamaktadır. Dinlenmeyi kesmek için bazı kimyasal maddeler kullanılmaktadır. En çok kullanılan kimyasal maddeler kloform, etilen, propilen, eter ve kralenlere uygulanan etilen kloridrindir. Etilen kloridrin uygulamasında hasat edilmiş kromlar onbir, oniki gün kadar kurutulur. Sonra her 1kg korm için 3,3 ml hesabıyla etilen kloridrin ile birlikte kapalı bir kap içinde muamele edilir ve işlemden sonra dikilir.

 

Kralenlerin Dikimi ve Bakımı

 

Kralenler  ılıman iklimlerde  şubat başında, sert ve soğuk iklimlerde mart ve nisan başlarında açık arazide önceden hazırlanmış olan toprağa dikilir. Bunlar tavalara serpme olarak ya da mibzerle sırtlara dikilebilir.  Dikim sıklığı, dekara litre olarak hesap edilir. 1 lt’de farklı büyüklüklerde ortalama 5000 kralen bulunur. Buna göre dekara 200–300 lt civarında kralen dikimi yapılabilir. Dikim derinliği ortalama  3–5 cm olmakla beraber kralen büyüklüğüne göre değişmektedir. Dikim sonrası çimlenme görülene kadar toprağın sürekli nemli tutulmasına dikkat edilmelidir. Çimlenmeden sonra nem miktarı biraz azaltılmaktadır. Burada ot mücadelesine önem verilmelidir. Kralenden elde edilecek yumrular, kralenin büyüklüğüne göre değişmektedir. 1 lt kralenden 2600 civarında yumru elde edilebileceğini yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur. Buna göre dekardan 350.000 adet yumru hasat edilebilir. Kralenden oluşan yumrular, kökler kahverengileşmeye ve yapraklar da sararmaya başlarken hasat edilir, ertesi yıl tekrar dikilerek irileştirmek üzere depoda saklanır.

 

Kralenden Oluşan Yumruların Dikimi, Bakımı ve Hasadı

 

Kralenden elde edilen yumruların sağlıklı olanları ertesi yıl dikilir. Dikim öncesi yumruların mantar hastalıklarına karşı, mücadele ilaçları karıştırılmış 46 derecedeki suda 15 dakika tutulmasında yarar vardır. Yumru dikiminde toprağın yeterince  ısınması beklenilmelidir. Bu nedenle yumrular kralenlere göre biraz daha geç dikilir. Dikim ayı şubat veya mart sonu, nisan ayı ortalarıdır. Dikim derinliği yumru büyüklüğüne göre değişmekle birlikte 6–9 cm arasında olmalıdır. Dikim miktarı da yumru büyüklüğüne bağlıdır. Buna göre m2 ye dikilecek yumru miktarı kormların ekiminde olduğu gibi ayarlanır. Dikim, açılan çizilere ya da geniş alanlarda yastıklara, yastıklar arasında 55-60 cm yol bırakılarak yapılır. Dikim aralık ve mesafesi de yumru büyüklüğüne göre değişmektedir.  Yumru dikimi yapıldıktan sonra en önemli konu sulama zamanının saptanmasıdır. Bu da köklerin kontrolü ile anlaşılır. Kökler 3cm olana dek sulama yapılmamalıdır. Bundan önce yapılan sulama köklerin gelişmesini geriletir. Bundan sonraki sulamalar, toprağın nem durumu kontrol edilerek yapılmalıdır. Toprak yüzeyindeki sürgünlerin görüldüğü andan başlayarak haftada bir mantar hastalıklarına karşı koruyucu ilaçlama yapılmalıdır. Bu arada herhangi bir zararlı görülürse ilaçların içine insektisit katılmalıdır. Sürekli kontrol edilerek, bozuk ve hastalıklı bitkiler tarladan uzaklaştırılmalıdır. Yüzeydeki yabancı otların da alınması gerekir. Çapalama, yumru büyüklüğüne bağlı olarak, yumruya zarar vermeyecek şekilde yapılmalıdır. Glayölde çiçek açımı, en alttaki kandilden başlar. Renkler belirdikten sonra bitkiler kökü ile çıkarılıp atılır. Sonbaharda yumrular hemen sökülmeyip toprak üstü aksamının tamamen kurumasıbeklenir. Bu süre içinde toprak altı aksamının olgunlaşıp irileşmesi sağlanmış olur. Köklerde kuruma ve kahverengileşme başlayınca söküm zamanının geldiği anlaşılır. Bununla beraber son yıllarda yapılan araştırmalar, yaprakların tamamen kurumadan yeşil haldeyken yapılan hasadın yumru verim ve kalitesine olumlu etkiler yaptığını göstermektedir.  Hasat sırasında geniş alanlar pullukla sürülür. Yumrular yapraklardan çekilerek çıkarılır. Çiçek sapı ve yapraklar yumru dibinden elle kırılarak ayrılmalıdır. Makasla kesim, sapın bir kısmının yumruda kalarak zamanla çürüyüp  yumruya zarar vermesi nedeniyle uygulanmamalıdır. Araştırmalara göre en iyi gelişme gösteren yumrular çapı 1,9 ile 2,5 cm arasında olanlardır. Bunlardan dekara ortalama 430 bin adet korm elde edilebilmektedir. Söküm sonrası yumrular, üzerindeki toprak kalıntılarının temizlenmesi için bol su ile yıkanır ve havadar bir ortamda 20-24 derece bırakılır. Bu işlemin, tabanı tel örgülü kasalarda yapılması gerekir. Daha sonra yumrular iriliklerine göre ayrılarak sınıflandırılır ve fungusitle ilaçlanır. Daha sonra aşağıdaki gibi sınıflandırılır;

 

- Ekstra boy: çevresi 14cm ve üzeri

- Birinci boy: çevresi 12 -14 cm 

- İkinci boy: çevresi 10–12 cm

- Üçüncü boy: çevresi 8–10 cm

- Dördüncü boy: çevresi 6–8 cm 

 

Bu grupların altında kalan yumruların ticari önemi yoktur. Bunlar büyütülmek üzere yeniden dikilir.

 

Çiçek Üretimi

 

Ülkemizde glayöl kesme çiçekçiliği, tüm yıl boyunca gerek açık alanlarda gerekse kapalı alanlarda yapılabilmektedir. Üreticilerin piyasa koşullarına göre kesin bir programlama yapması mümkündür. Bu programlama kormların ya farklı zamanlarda dikilmesi ile ya da erkenci, orta veya geççi varyetelerin kullanılması ile yapılabilir.  ¾ Erkenciler (60-70 gün ) : Peter Pears, Friendship vb.

 

- Ortalar (90 gün)  : Oscar, Gold 

- Geçciler (120 gün ) : Victor Borge, Eurovision

 

Bu varyetelere ait kormlar dış alım yoluyla temin edilmektedir. Alınacak varyetelerin ülkemiz ekolojisine uygun hibritler olmasına dikkat edilmelidir. Bu amaçla adaptasyon denemeleri sonucu uygun olduğu saptanmış olan hibritler üreticilere verilmelidir.  Glayöl çiçeği üretiminde kullanılacak olan kormların bir yıl öncesinde aynı amaçla kullanılmamış olmaları gerekir. Çiçek üretiminde her yıl yeni kormların kullanılması zorunluluğu vardır. Bir kormun dip kısmındaki tabla genişlemişse, bu kormdan daha önce çiçek elde edildiği kolaylıkla anlaşılır.  Glayöller çiçek taslaklarını çiçek açmadan kısa bir süre önce oluşturur. Toprak nemi ve sıcaklığına bağlı olarak çiçek taslaklarının oluşum süresi, bazı araştırıcılara göre dikimden 30 gün sonra, bazılarına göre de 47 gün sonradır. Hasat mevsiminde ise kormlar derin bir dinlenme içinde olurlar. Bu dinlenmenin yüksek sıcaklıklarda ( 20–30 derece ) yavaş, düşük sıcaklıklarda ( 5–10 derece ) ise çabuk geçtiği bildirilmektedir. Dinlenme periyodunun uzatılması ise kormların nemli bir ortamda 25-27 derece depolanması ile elde edilebilmektedir. Uzun süre muhafaza edilecek kormlar ise soğuk hava depolarında 4–6 derecede dikime kadar bekletilir.

 

Ekolojik İstekler

 

Glayöl gelişmesinin ilk döneminde ısı ve ışık isteklerine karşı duyarlıdır. Çünkü başak oluşumu bu döneme rastlar. 1-2 derece’ lik gece ısıları özellikle bitkinin ikinci ve yedinci yaprak arasındaki dönemde çiçeklenme yüzdesine, her başaktaki çiçek sayısına ve bitkinin boylanmasına olumsuz yönde etkiler. Işık eksikliği ise dört ve altıncı yaprak arasındaki sürede olumsuz bir etki yapar. Ekim ayı ortasında dikilmiş olan soğanlar (2 ile 7. yaprak) 15 kasım – 15 ocak tarihleri arasında kritik döneme girer. Bu ülkemiz iklim kuşağında  ısı ve  ışık miktarı toplamının minimum olduğu döneme rastlar. Bu dönemi atlatabilmek  için dikimi önceye veya sonraya almak gerekir.

 

Seralarda iyi bir havalandırma sağlanmalıdır. Sıcaklık ve nispi nemin aşırıfarklılıklarından kaçınılmalıdır. Havalandırma işlemi kademeli olarak yapılmalıdır. Çünkü ani havalandırma yaprak uçlarında kurumalara neden olur.  Glayöl uzun gün bitkisi olup fotoperiyodun kısalması sap, başak uzunluklarını ve kandil sayısını azaltır. Araştırıcılar kısa kış günlerinin çiçeklenmeyi önemli ölçüde etkilediğini saptamışlardır. Kışın bu etki hem günlerin kısalığı hem de  ışık yoğunluğunun azalması şeklinde çift taraflı olmaktadır. Glayöl özellikle 4–6 yaprak döneminde toplam ışık enerjisine karşı duyarlıdır. Bu dönemde ilave ışık verilmesi 7 hafta m2 60 W ve günde iki saat çiçek gelişmesine olumlu etki yapmıştır.  Yalova, Antalya ve Mersin de kış aylarında yapılan dikimlerde, dikimden çiçeklenmeye kadar geçen zaman daha uzun olmuştur. Güneş veya gölge koşullara göre glayölün çiçeklenme zamanı farklı olmaktadır.

 

Kültürel İşlemler

 

Toprak Hazırlığı 

Glayöl üretimde her türlü bahçe toprağı kullanılabilirse de hafif, süzek ve derin topraklar tercih edilmelidir. pH isteği 6,5–7,4 olup çok kireçli topraklarda gelişme yavaştır. Kök aksamı 40–50 cm derine uzanabildiği için toprak derin işlenmelidir. Kumlu topraklarda yetiştiriciliğin yapılabilmesi için özellikle yağışlı dönemlerde sık sık gübreleme yapılmasıgerekir. Glayölün besin maddesi ihtiyacı, bir önceki dönemde ana kormun gübrelenmesine bağlıdır. Bununla beraber kumlu topraklarda yetiştirilen glayöller için toprağa nitrojenli, potasyumlu ve fosforlu gübre verilmelidir. Kalsiyum, magnezyum, demir gibi diğer besin elementleri iz olarak toprak hazırlığı  sırasında toprak analiz sonuçlarına göre ilave edilmelidir. Gübre uygulaması için dört dönem tavsiye edilmektedir:

 

- Dikim öncesi

- İkinci ve üçüncü yaprak oluşum öncesi

- Çiçek taslağının yapraklar arasında görülmeye başladığı dönem

- Çiçeklenmeden iki hafta sonra yeni korm ve kormellerin gelişimi için 

 

Glayöl dikimi bir yıl önceden iyice gübrelenmiş, işlenmiş topraklara yapılırsa gelişme çok daha iyi olacaktır. İyi yanmış çiftlik gübresi dekara 4-5 ton karıştırılırsa toprak yapısını olumlu yönde etkiler. Seralarda toprağın buhar ya da kimyasal yöntemlerle sterilizasyonu yarar sağlar. Soğanlı, yumrulu, rizomlu süs bitkilerinden soğuğa dayanıklı olanlar sonbaharda, sıcağa dayanıklı olanlar ise ilkbaharda dikilmelidir. Glayöl kışa yarı dayanıklı olduğundan ilkbaharda dikilmektedir. Ancak kış dikimlerinde kaliteli çiçek eldesi için ek ışıklandırmaya gerek duyulmaktadır. Seralarda yapılan yetiştiricilikte genellikle tava sistemi kullanılmaktadır. Kullanılacak kormların çapları 10-12 cm’nin üzerinde ise 15–20 cm aralıklarla dikilmesi avantaj sağlar. Tarla yetiştiriciliğinde daha küçük ölçüdeki kormlar kullanılabilir. Dikim derinliği; iri kormlar için 15-23 cm, orta büyüklükteki kormlar için 13-16 cm’dir.

 

Kullanılacak tür ve çeşitlere göre dikim zamanı değişmektedir. Erken çiçek elde etmek için seçilen çeşit, ısıtılan seralarda kasım ortasından aralık başına kadar dikildiğinde nisan ortasında çiçeklenme başlamaktadır. Geç çiçeklenen çeşitler, ocak sonundan itibaren ısıtılmalı seralara dikildiklerinde çeşitlere göre mayıs başından itibaren çiçek açmaktadır. Dikim zamanı kadar dikim materyalinin büyüklüğü de çiçeklenmeye etki eden bir faktördür. Erken ve kaliteli çiçek elde etmek için ekstra kormlar ya da 1. ve 2. boy kormlar tercih edilmelidir. Bakım Glayölde dikim sonrası yabancı otlara ve kaymak tabakasına karşı yüzeysel çapalama yapılmalıdır. Fazla su isteyen bir bitki olmasına karşın toprağı iyice kurumadan su verilmemelidir. Glayöl 25–30 cm boya ulaşıncaya dek toprak göllenmeyecek şekilde sürekli nemli tutulmalıdır. Daha sonraki dönemde su miktarı biraz azaltılmalıdır. Çiçek sapının oluşmaya başladığı dönemden itibaren ( dip yapraklar el ile kontrol edilerek anlaşılabilir) su miktarı yeniden artırılabilir. Bitkinin 40–50 cm derinliğe dek kök oluşturacağı dikkate alınarak, suyun bu derinliğe ulaşması sağlanmalıdır. Çiçek sapının oluşumu tamamlandığında su tekrar kontrollü olarak verilmeye başlanır. Bunun sonucunda dayanıklı kuvvetli sapa sahip kaliteli çiçekler elde edilir. Sera yetiştiriciliğinde iri kormlar kullanıldığından ve  ışık açıkta yetiştiricilik kadar kuvvetli olmadığından daha uzun bitkiler elde edilebilir. Sapları dik tutmak, yatmayı önlemek için ağ sistemi kurulmalı ve sırık yardımıyla destek verilmelidir. Ağ sisteminde bitki boyu uzadıkça teller yukarıya kaldırılmalıdır. Derin dikimlerde saplar genellikle daha dik duracağından bu sisteme gerek duyulmayabilir. Serada hastalığın yayılmasına karşı havalanmaya özen gösterilmelidir. Özellikle yüksek nemde gelişen hastalıklar sera havalanmasının önemini ortaya koymaktadır. 

 

Hasat ve Pazarlama

 

Kesim alt kandillerde renk görünmeye başlayınca yapılmalıdır. Bu işlem için en uygun zaman sabahın erken saatleri ya da akşamüzeridir. Çiçek elde edilmiş bir kormun ertesi yıl yeniden çiçeklenme için kullanılması uygun olmadığından hasat sırasında tüm bitki topraktan çekilerek çıkarılabilir. Ancak kormlar, açıkta üretim için değerlendirilecekse kormda besin maddelerinin birikmesini sağlamak amacıyla bitki üzerinde 4–6 yaprak kalacak şekilde keskin bıçakla kesim yapılmalıdır. Kesim sonrası, çiçeklerin sapları dik olarak tutmak suretiyle,  ılık suya batırılır ve sonra serin yerde birkaç saat bekletilir.  Kesilen çiçekler başak uzunluğuna ve kandil sayısı dikkate alınarak sınıflandırılır.  Sınıflandırmadan sonra 10’arlı demetler haline getirilen çiçekler hemen pazarlanmayacaksa 4–6 derece’de 24 saat, 1-2 derece’de 6-7 gün depolanır. Daha uzun süre saklamak için kontrollü atmosfer ortamı sağlanmalıdır. Pazarlanacak çiçekler kontrplak kutulara nem emici kâğıtlara sarılmak suretiyle paketlenir. Paketlenen çiçeklerin yatay durumda taşınmasında, başak uçları yukarı doğru kalkacağından dikey taşımaya dikkat edilmelidir

 

Hastalık ve Zararlılar

 

Glayölün toprak altı ve toprak üstü aksamlarında çok sayıda hastalık ve zararlı ortaya çıkar. Bu nedenle her yıl aynı yerde yetiştiricilik yapılmamalı, en az 3-4 yıllık münavebe uygulanmalı ve toprak mutlaka sterilize edilmelidir. Ayrıca soğanlara dikim öncesi yapılan sıcak suya ilave fungusit uygulaması da hastalık etmenlerini önemli oranda azaltmaktadır. Hastalık ortaya çıktıktan sonra ilaç kullanılsa bile genellikle bunları önlenmesi çok güçtür. Yukarıda belirtilen koruyucu önlemlerin yanı sıra sera havalandırılmasına da önem verilmeli, hava nemi düşük tutulmalıdır. Glayöl zararlıları için ise, normal insektisitlerin kullanılması yeterli olmaktadır. Başlıca görülen hastalık ve zararlılar şunlardır:

 

- Kuru Çürüklük:  Bu hastalıkta yapraklar kahverengileşir. Kormlarda siyah benek ve halkalar ortaya çıkar. Köklerde siyah lekeler ve çürümeler olabilir. Korunmak için münavebeli yetiştiricilik, toprak sterilizasyonu, dikim öncesi ilaçlama sayılabilir.

 

- Fusarium Solgunluğu: Mantar, kormlarda yayılarak enfeksiyonlara neden olur. Hastalıklı kormlar depoda çürür ya da dikilince sürmezler. Hastalıktan az etkilenmiş olan kormlardan zayıf bitkiler elde edilir ve bunlar yaprak uçlarından sararır ve sonuçta ölür. Korunmak için hastalık yayılmadan önce alınması gereken önlemlere titizlikle uyulmalıdır.

 

- Botrytis Çürüklüğü: Nemli ve soğuk şartlarda mantar, yapraklar üzerine önce hafif, sonra koyu kahverengi lekeler yapar ve sezon sonuna doğru bu lekeler gelişir. Enfeksiyon, bazen bitkide toprakla havanın kesiştikleri yerde meydana gelebilir ve bitkiye yayılır. Korunmak için soğanlar ilaçlanır, sık dikimden kaçınmak ve iyi havalandırma önemlidir.

 

- Yaprak Leke: Bu hastalıkla enfekte olmuş kormlar çürümekte ve bitki yaprak uçlarından itibaren kuruyarak ölmektedir. Korunmak için hastalıklı bitkiler alandan derhal uzaklaştırılmalı, yakılarak yok edilmelidir. Kormların dikim öncesi 15 dk 50-55 derece suya batırılması koruyucu önlemlerin başında yer alır.

 

- Glayöl Thripsi: Thripsler glayölün çiçek ve yapraklarında önemli zararlara neden olur. Thripsler özellikle larva formunda veya ergin halde yaprak kınlarıve çiçek aralarında, tomurcuklarla beslenir ve yüksek sıcaklarda hızla yayılarak enfeksiyona neden olur. Yapraklarda başlayan gümüşi noktalı lekeler giderek gelişir ve pas rengini alır. Renkli yapraklarda lekeler görülür ve çiçek kalitesi düşer. Korunmak için organik fosfatlı insektisitler kullanılmalı, kormların kurutulduğu ortamlarda ve depolarda naftalin buharlaştırılmalıdır.

 

- Çiçek Soğan Akarı: Bu akar, topraktaki kormun kabukları arasında, hatta sap boğazında galeriler açarak girdiği kormun içinde bile bulunur. Bulaşık kormlardan yetiştirilen bitkiler sarımsı ve hasta görünüşlüdür. Yapraklar anormalleşir, kısalır ve çiçekler normal açamaz. Korunmak için kültürel önlem olarak, hasat sonrası, çürük kormların ayrılarak yok edilmesi, depoda saklama sıcaklığının 5-10 derece’de oransal nemin %50’nin altına düşmemesi ve dikim öncesi kormların 43 derece’ sıcaklıktaki suda bir saat tutulmaları sayılabilir.


Kaynak: Megep



Bu içerik  8239 defa okundu.

Geri Dön

 

Paylaş |

 

 
Bu konu ile ilgili diğer sayfalar »
 

Glayöl Yetiştiriciliği » 8239 defa okundu.

Kesme Çiçekçilik » 8887 defa okundu.


 

Tarım Ürünleri

Üretici Köşesi

Diğer Bilgiler

 

Tahıllar

Ürün Yetiştiriciliği

Türkiye'de Tarım

 

Baklagiller

Organik Tarım

Haberler

 

Endüstri Bitkileri

Arıcılık

Videolar

 

Sebzeler

Seracılık

Foto Galeri

 

Yağ Bitkileri

Çiçekçilik

İletişim

 

© 2012 TarimSitesi

Meyveler

Faydalı Bilgiler

 

 

Öğretmen

incir üreticileri birliği