KATEGORİLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Foto Galeri |
Glayöl Yetiştiriciliği
GLAYÖL YETİŞTİRİCİLİĞİ
Genel Bilgiler
Ülkemizde glayöl doğal olarak yetişen ve üretimi en
çok yapılan soğanlı, yumrulu, rizomlu süs bitkilerinin başında gelmektedir.
Günümüzde kesme çiçekçilikte glayöl önemini giderek artırmasına bağlı olarak
üretim alanları da gelişme göstermektedir. Ülkemizde soğanlı, yumrulu, rizomlu
süs bitkileri 950 dekarlık bir üretim alanına sahiptir. Glayöl 610 dekar
civarındaki üretim alanıyla bu grup içerisinde birinci sırada yer almaktadır.
Diğer kesme çiçek olarak üretilen bitkiler arasında da karanfil ve gülden sonra
3. sırada yer alır.
Gerek çiçek gerekse soğan üretim amacıyla birçok
bölgemizde glayöl yetiştiriciliği yapılmaktadır. En çok üretim yapan illerimizin
başında soğan üretiminde Kocaeli, İstanbul; kesme çiçek üretiminde Antalya,
İzmir, Adana gelmektedir. Glayöl İridacae familyasındandır. Soğanımsı gövde
(korm) oluşturan bir bitkidir. Türkçe’de kuzgun kılıcı, keklik çiğdemi, alata
zambağı, kılıç otu gibi yörelere göre değişen isimlerle anılmaktadır. Az
masrafla kolay üretilmesi, değişik renkleri, her yıl yer değiştirme kolaylığı,
çiçekli kalma süresinin uzunluğu gibi nedenlerle popüler bir çiçektir. Gladiolus
cinsi içerisinde bilinen, yaklaşık 250 tür yer almaktadır.Bu yabani türlerin
doğal yayılma alanları Akdeniz çevresi, Anadolu, İran ve Güney Afrika’dır.
Büyüme ve Gelişme
Glayöl soğanı, nemli ve ılık bir toprağa
dikildiğinde, soğanın tabanından dikimden önce hafif kabarmaya başlamış olan
kökler sürmeye başlar. Topraktan sadece su alarak soğanın depo maddelerini
sürgün ucuna akmasını sağlar ve en uçtaki göz (tomurcuk) soğandaki besin
maddelerini kullanarak şişer ve uzamaya başlar. Dikilen soğandaki besinler
tükendikten sonra soğan büzülür ve kurur. Toprak üstüne çıkan sürgünden önce üç
beş adet küt kın yaprak çıkar, daha sonra gerçek yapraklar çıkmaya başlar. Kın
yaprakların görevi, arkadan gelen gerçek yaprakları ve çiçeği korumaktır. Bu
şekilde yaklaşık dikimden 20 gün sonra ilk gerçek yaprak çıkar. Toprak üstünde
ilk gerçek yaprak görüldüğü zaman (dikimden 20 gün sonra) diğer yapraklar da
aşağıda kın yaprakların içinde şekillenmişlerdir ve güneşe doğru sürmeye hazırdır. Gerçek büyüklüklerini aldıktan sonra bitki
beslenmesi için özümleme (besin
maddesi) yapmaya başlar.
Toprak üstünde iki üç yaprak oluştuktan sonra
gövdenin toprak altında kalan kısmı şişmeye başlar ve kalın etli hortum kökler
uzamaya başlar. Burada eski soğandan çıkan ince köklerin ve eski soğanın işi
bitmiştir ve hortum kökler su ve besin maddesi alma görevini üstlenir. Hortum
kökler aynı zamanda bitkinin toprağa tutunmasını sağlar. Hortum kökler uzamaya,
bitkiye gerekli su ve besin maddelerini almaya devam ederler. Aynı zamanda
soğanın tabanında yeni çiçek sapı teşekkül ederek uzamaya başlar. Toprak altında
gövdenin besin biriktirip şişmesiyle oluşan yeni soğan, yapraklarla tamamen
sarılmıştır. Bu sarma ve soğan oluşumu çiçeklerin açılmasından sonraya kadar
devam eder. Yeni soğan oluşurken sezon sonuna doğru yeni soğanın dibinde
şişmeler ve bunun ucunda da yavru soğanlar oluşmaya başlar. Yavru soğanlarda
sadece bir yaprak gözü ve bir kök yeri vardır. Bunlar ince zar yerine sert bir
kabukla kaplanmıştır. Yavru olgunlaştıkça bu kabuk da sertleşmektedir. Kın
yaprakların içinde altıncı yaprak oluşurken çiçek sapı da oluşmaya başlar ve
dipten yukarıya doğru en eski yaprakların arasından uzar. En son şekillenen
kandil ilk önce görülür. İlk şekillenen kandil ve çiçeğin sapı en son görülür.
Çiçek sapının gelişmeye şekillenmeye başlaması yaklaşık büyüme başlangıcından
bir ay sonraya rastlar ve bütün kandillerin oluşması 7 ile 10 gün içinde
tamamlanmış olur. Bitki büyüme süresi içerisinde altı yedi yaprağı geliştikten
sonra çiçeklerin dizildiği başak yaprakların arasında görülür ve uzamaya başlar.
İki hafta içerisinde gerçek boyunu alır. En alttaki kandil şişerek çiçeğin
petal rengi görülür ve kandiller aşağıdan yukarıya doğru açılır.
Çiçek Soğanı Üretim Yöntemleri
Glayöl soğuklara karşı yarı dayanıklı bir bitkidir.
Kışları sert geçen yerlerde kış sonuna kadar muhafaza edilerek ilkbaharda
yeniden dikilme zorunluluğu gösterir. Ertesi yılın yeni kormu eski kormun
üstünde meydana gelir. Bu da kormun dikiminden sonra yaprakların yaklaşık 20 cm
boya ulaştığı zamana rastlar. Yapraklar 40-60 cm boya ulaştığında yeni korm eski
korm kadar irileşir ve köklenmeye başlar. Bu arada yeni ve eski kormların
arasında minyatür haldeki kormeller yada kralenler meydana gelir. Soğanımsı
gövdelerde iki tip kök oluşmaktadır; eski kormun dip kısmından çıkan tüylü
kökler, yeni kormun dibinden çıkan büyük ve etli kökler. Yeni korm büyüyüp
gelişmeye devam ederken, eski korm büzülmeye ve içindeki depo maddelerini
çiçeklenme için sarf ettiğinden dağılmaya ve parçalanmaya başlar. Çiçeklenmeden
hemen sonra yapraklar, besin maddesi yapımına devam eder. Bu besin maddeleri,
yeni kormda toplanır. Yaz sonunda yapraklar kuruyup da soğan hasadın
yapıldığında bir veya daha çok sayıda yeni korm ve bunların dibinden çıkan çok
sayıda ( 5- 500 adet ) kralen görülür. Çiçek soğan üretimi esas bu yeni kormlar
ve kralenler ile yapılmaktadır. Glayölde çiçek oluşumu, bir önceki mevsimde ve
özellikle çiçeklenmeden sonraki devre de kormda biriktirilen depo maddeleri
miktarına bağlıdır. Glayöllerde serin geceler ve uzun büyüme devreleri, çok iri
kormların oluşumu için uygundur.
Kralen ile Üretim
Bu üretimde çiçeklenme iriliğine dek geçmesi gereken
süre iki üç yıl kadardır. Kralenler boylarına göre üç grupta toplanabilir: ¾
Çapı 1 cm ve daha fazla olanlar büyük boy ¾ 0.6 cm ile 1 cm arasında olanlar
orta boy ¾ 0.6 cm den daha küçük olanlar küçük boy Genel olarak büyük boylu
kralenler diğerlerine göre daha kolay çimlenmektedir. Kralenlerin çimlenmesini
kolaylaştırmak için dikim öncesi bazı ön işlemlerin yapılması gerekir. Bu
işlemlerden bazıları şunlardır:
- Mekanik aşındırma
- Sıcak su uygulama
- Tuzlu su uygulama
- Etilen kloridrin ile muamele
Kralenler çimlendiği zaman sert kabuğunu kaybeder ve
sonraki gelişimiyle kormu oluşturacak minyatür bir yumru meydana getirir. Bu
yumrular yapraklar sararmaya başlayınca hasat edilebilir. Kralenlerin dikim
öncesi hastalık ve zararlılara karşı ilaçlanması gerekir.
Tohum ile Üretim
Tohum ile üretimde ana bitkiye benzer özellikler
taşıyan bitkilerin yanında çok sayıda farklı özellikte bitkiler de elde
edilmektedir. Bu nedenle bu yöntem yeni çeşitlerin elde edilmesinde ve ıslah
çalışmalarında kullanılır. Tohumlar kışın camekânlarda, ilkbaharda ise açıkta
çimlendirilebilir. Tohumdan itibaren ticari büyüklükte bir korm elde edebilmek
için en az üç yıla ihtiyaç vardır.
Yeni Korm ile Üretim
Bu üretim yönteminin ticari bir önemi yoktur. Ancak
kralen oluşturmayan ya da çok az oluşturan glayöl çeşitleri için önem taşıyan
bir yöntemdir. Bu yöntemde kormlar bütün olarak dikilebileceği gibi her bir
parçada göz olacak şekilde parçalara bölünerek de dikilebilir. Bölünen
parçaların bölme yüzeyinde çürüme olasılığına karşı, toz bir fungusitle
ilaçlandıktan sonra dikilmeleri gerekir. Bunlar bir iki yılda ticari boyda yumru
meydana getirebilir. Glayölün pek çok çeşidinde kormlarda genellikle hasat
sonrası bir dinlenme periyodu başlamaktadır. Dinlenmeyi kesmek için bazı
kimyasal maddeler kullanılmaktadır. En çok kullanılan kimyasal maddeler kloform,
etilen, propilen, eter ve kralenlere uygulanan etilen kloridrindir. Etilen
kloridrin uygulamasında hasat edilmiş kromlar onbir, oniki gün kadar kurutulur.
Sonra her 1kg korm için 3,3 ml hesabıyla etilen kloridrin ile birlikte kapalı
bir kap içinde muamele edilir ve işlemden sonra dikilir.
Kralenlerin Dikimi ve Bakımı
Kralenler ılıman iklimlerde şubat başında, sert ve
soğuk iklimlerde mart ve nisan başlarında açık arazide önceden hazırlanmış olan
toprağa dikilir. Bunlar tavalara serpme olarak ya da mibzerle sırtlara
dikilebilir. Dikim sıklığı, dekara litre olarak hesap edilir. 1 lt’de farklı
büyüklüklerde ortalama 5000 kralen bulunur. Buna göre dekara 200–300 lt
civarında kralen dikimi yapılabilir. Dikim derinliği ortalama 3–5 cm olmakla
beraber kralen büyüklüğüne göre değişmektedir. Dikim sonrası çimlenme görülene
kadar toprağın sürekli nemli tutulmasına dikkat edilmelidir. Çimlenmeden sonra
nem miktarı biraz azaltılmaktadır. Burada ot mücadelesine önem verilmelidir.
Kralenden elde edilecek yumrular, kralenin büyüklüğüne göre değişmektedir. 1 lt
kralenden 2600 civarında yumru elde edilebileceğini yapılan araştırmalarda
ortaya konmuştur. Buna göre dekardan 350.000 adet yumru hasat edilebilir.
Kralenden oluşan yumrular, kökler kahverengileşmeye ve yapraklar da sararmaya
başlarken hasat edilir, ertesi yıl tekrar dikilerek irileştirmek üzere depoda
saklanır.
Kralenden Oluşan Yumruların Dikimi, Bakımı ve Hasadı
Kralenden elde edilen yumruların sağlıklı olanları
ertesi yıl dikilir. Dikim öncesi yumruların mantar hastalıklarına karşı,
mücadele ilaçları karıştırılmış 46 derecedeki suda 15 dakika tutulmasında yarar
vardır. Yumru dikiminde toprağın yeterince ısınması beklenilmelidir. Bu nedenle
yumrular kralenlere göre biraz daha geç dikilir. Dikim ayı şubat veya mart sonu,
nisan ayı ortalarıdır. Dikim derinliği yumru büyüklüğüne göre değişmekle
birlikte 6–9 cm arasında olmalıdır. Dikim miktarı da yumru büyüklüğüne bağlıdır.
Buna göre m2 ye dikilecek yumru miktarı kormların ekiminde olduğu gibi
ayarlanır. Dikim, açılan çizilere ya da geniş alanlarda yastıklara, yastıklar
arasında 55-60 cm yol bırakılarak yapılır. Dikim aralık ve mesafesi de yumru
büyüklüğüne göre değişmektedir. Yumru dikimi yapıldıktan sonra en önemli konu
sulama zamanının saptanmasıdır. Bu da köklerin kontrolü ile anlaşılır. Kökler
3cm olana dek sulama yapılmamalıdır. Bundan önce yapılan sulama köklerin
gelişmesini geriletir. Bundan sonraki sulamalar, toprağın nem durumu kontrol
edilerek yapılmalıdır. Toprak yüzeyindeki sürgünlerin görüldüğü andan başlayarak
haftada bir mantar hastalıklarına karşı koruyucu ilaçlama yapılmalıdır. Bu arada
herhangi bir zararlı görülürse ilaçların içine insektisit katılmalıdır. Sürekli
kontrol edilerek, bozuk ve hastalıklı bitkiler tarladan uzaklaştırılmalıdır.
Yüzeydeki yabancı otların da alınması gerekir. Çapalama, yumru büyüklüğüne bağlı
olarak, yumruya zarar vermeyecek şekilde yapılmalıdır. Glayölde çiçek açımı, en
alttaki kandilden başlar. Renkler belirdikten sonra bitkiler kökü ile çıkarılıp
atılır. Sonbaharda yumrular hemen sökülmeyip toprak üstü aksamının tamamen
kurumasıbeklenir. Bu süre içinde toprak altı aksamının olgunlaşıp irileşmesi
sağlanmış olur. Köklerde kuruma ve kahverengileşme başlayınca söküm zamanının
geldiği anlaşılır. Bununla beraber son yıllarda yapılan araştırmalar,
yaprakların tamamen kurumadan yeşil haldeyken yapılan hasadın yumru verim ve
kalitesine olumlu etkiler yaptığını göstermektedir. Hasat sırasında geniş
alanlar pullukla sürülür. Yumrular yapraklardan çekilerek çıkarılır. Çiçek sapı
ve yapraklar yumru dibinden elle kırılarak ayrılmalıdır. Makasla kesim, sapın
bir kısmının yumruda kalarak zamanla çürüyüp yumruya zarar vermesi nedeniyle
uygulanmamalıdır. Araştırmalara göre en iyi gelişme gösteren yumrular çapı 1,9
ile 2,5 cm arasında olanlardır. Bunlardan dekara ortalama 430 bin adet korm elde
edilebilmektedir. Söküm sonrası yumrular, üzerindeki toprak kalıntılarının
temizlenmesi için bol su ile yıkanır ve havadar bir ortamda 20-24 derece
bırakılır. Bu işlemin, tabanı tel örgülü kasalarda yapılması gerekir. Daha sonra
yumrular iriliklerine göre ayrılarak sınıflandırılır ve fungusitle ilaçlanır.
Daha sonra aşağıdaki gibi sınıflandırılır;
- Ekstra boy: çevresi 14cm ve üzeri
- Birinci boy: çevresi 12 -14 cm
- İkinci boy: çevresi 10–12 cm
- Üçüncü boy: çevresi 8–10 cm
- Dördüncü boy: çevresi 6–8 cm
Bu grupların altında kalan yumruların ticari önemi
yoktur. Bunlar büyütülmek üzere yeniden dikilir.
Çiçek Üretimi
Ülkemizde glayöl kesme çiçekçiliği, tüm yıl boyunca
gerek açık alanlarda gerekse kapalı alanlarda yapılabilmektedir. Üreticilerin
piyasa koşullarına göre kesin bir programlama yapması mümkündür. Bu programlama
kormların ya farklı zamanlarda dikilmesi ile ya da erkenci, orta veya geççi
varyetelerin kullanılması ile yapılabilir. ¾ Erkenciler (60-70 gün ) : Peter
Pears, Friendship vb.
- Ortalar (90 gün) : Oscar, Gold
- Geçciler (120 gün ) : Victor Borge, Eurovision
Bu varyetelere ait kormlar dış alım yoluyla temin
edilmektedir. Alınacak varyetelerin ülkemiz ekolojisine uygun hibritler olmasına
dikkat edilmelidir. Bu amaçla adaptasyon denemeleri sonucu uygun olduğu
saptanmış olan hibritler üreticilere verilmelidir. Glayöl çiçeği üretiminde
kullanılacak olan kormların bir yıl öncesinde aynı amaçla kullanılmamış olmaları
gerekir. Çiçek üretiminde her yıl yeni kormların kullanılması zorunluluğu
vardır. Bir kormun dip kısmındaki tabla genişlemişse, bu kormdan daha önce çiçek
elde edildiği kolaylıkla anlaşılır. Glayöller çiçek taslaklarını çiçek açmadan
kısa bir süre önce oluşturur. Toprak nemi ve sıcaklığına bağlı olarak çiçek
taslaklarının oluşum süresi, bazı araştırıcılara göre dikimden 30 gün sonra,
bazılarına göre de 47 gün sonradır. Hasat mevsiminde ise kormlar derin bir
dinlenme içinde olurlar. Bu dinlenmenin yüksek sıcaklıklarda ( 20–30 derece )
yavaş, düşük sıcaklıklarda ( 5–10 derece ) ise çabuk geçtiği
bildirilmektedir. Dinlenme periyodunun uzatılması ise kormların nemli bir
ortamda 25-27 derece depolanması ile elde edilebilmektedir. Uzun süre muhafaza
edilecek kormlar ise soğuk hava depolarında 4–6 derecede dikime kadar bekletilir.
Ekolojik İstekler
Glayöl gelişmesinin ilk döneminde ısı ve ışık
isteklerine karşı duyarlıdır. Çünkü başak oluşumu bu döneme rastlar. 1-2 derece’
lik gece ısıları özellikle bitkinin ikinci ve yedinci yaprak arasındaki dönemde
çiçeklenme yüzdesine, her başaktaki çiçek sayısına ve bitkinin boylanmasına
olumsuz yönde etkiler. Işık eksikliği ise dört ve altıncı yaprak arasındaki
sürede olumsuz bir etki yapar. Ekim ayı ortasında dikilmiş olan soğanlar (2 ile
7. yaprak) 15 kasım – 15 ocak tarihleri arasında kritik döneme girer. Bu ülkemiz
iklim kuşağında ısı ve ışık miktarı toplamının minimum olduğu döneme rastlar.
Bu dönemi atlatabilmek için dikimi önceye veya sonraya almak gerekir.
Seralarda iyi bir havalandırma sağlanmalıdır.
Sıcaklık ve nispi nemin aşırıfarklılıklarından kaçınılmalıdır. Havalandırma
işlemi kademeli olarak yapılmalıdır. Çünkü ani havalandırma yaprak uçlarında
kurumalara neden olur. Glayöl uzun gün bitkisi olup fotoperiyodun kısalması
sap, başak uzunluklarını ve kandil sayısını azaltır. Araştırıcılar kısa kış
günlerinin çiçeklenmeyi önemli ölçüde etkilediğini saptamışlardır. Kışın bu etki
hem günlerin kısalığı hem de ışık yoğunluğunun azalması şeklinde çift taraflı
olmaktadır. Glayöl özellikle 4–6 yaprak döneminde toplam ışık enerjisine karşı
duyarlıdır. Bu dönemde ilave ışık verilmesi 7 hafta m2 60 W ve günde iki saat
çiçek gelişmesine olumlu etki yapmıştır. Yalova, Antalya ve Mersin de kış
aylarında yapılan dikimlerde, dikimden çiçeklenmeye kadar geçen zaman daha uzun
olmuştur. Güneş veya gölge koşullara göre glayölün çiçeklenme zamanı farklı
olmaktadır.
Kültürel İşlemler
Toprak Hazırlığı
Glayöl üretimde her türlü bahçe toprağı
kullanılabilirse de hafif, süzek ve derin topraklar tercih edilmelidir. pH
isteği 6,5–7,4 olup çok kireçli topraklarda gelişme yavaştır. Kök aksamı 40–50
cm derine uzanabildiği için toprak derin işlenmelidir. Kumlu topraklarda
yetiştiriciliğin yapılabilmesi için özellikle yağışlı dönemlerde sık sık
gübreleme yapılmasıgerekir. Glayölün besin maddesi ihtiyacı, bir önceki dönemde
ana kormun gübrelenmesine bağlıdır. Bununla beraber kumlu topraklarda
yetiştirilen glayöller için toprağa nitrojenli, potasyumlu ve fosforlu gübre
verilmelidir. Kalsiyum, magnezyum, demir gibi diğer besin elementleri iz olarak
toprak hazırlığı sırasında toprak analiz sonuçlarına göre ilave edilmelidir.
Gübre uygulaması için dört dönem tavsiye edilmektedir:
- Dikim öncesi
- İkinci ve üçüncü yaprak oluşum öncesi
- Çiçek taslağının yapraklar arasında görülmeye
başladığı dönem
- Çiçeklenmeden iki hafta sonra yeni korm ve
kormellerin gelişimi için
Glayöl dikimi bir yıl önceden iyice gübrelenmiş,
işlenmiş topraklara yapılırsa gelişme çok daha iyi olacaktır. İyi yanmış çiftlik
gübresi dekara 4-5 ton karıştırılırsa toprak yapısını olumlu yönde etkiler.
Seralarda toprağın buhar ya da kimyasal yöntemlerle sterilizasyonu yarar sağlar.
Soğanlı, yumrulu, rizomlu süs bitkilerinden soğuğa dayanıklı olanlar sonbaharda,
sıcağa dayanıklı olanlar ise ilkbaharda dikilmelidir. Glayöl kışa yarı dayanıklı
olduğundan ilkbaharda dikilmektedir. Ancak kış dikimlerinde kaliteli çiçek
eldesi için ek ışıklandırmaya gerek duyulmaktadır. Seralarda yapılan
yetiştiricilikte genellikle tava sistemi kullanılmaktadır. Kullanılacak
kormların çapları 10-12 cm’nin üzerinde ise 15–20 cm aralıklarla dikilmesi
avantaj sağlar. Tarla yetiştiriciliğinde daha küçük ölçüdeki kormlar
kullanılabilir. Dikim derinliği; iri kormlar için 15-23 cm, orta büyüklükteki
kormlar için 13-16 cm’dir.
Kullanılacak tür ve çeşitlere göre dikim zamanı
değişmektedir. Erken çiçek elde etmek için seçilen çeşit, ısıtılan seralarda
kasım ortasından aralık başına kadar dikildiğinde nisan ortasında çiçeklenme
başlamaktadır. Geç çiçeklenen çeşitler, ocak sonundan itibaren ısıtılmalı
seralara dikildiklerinde çeşitlere göre mayıs başından itibaren çiçek
açmaktadır. Dikim zamanı kadar dikim materyalinin büyüklüğü de çiçeklenmeye etki
eden bir faktördür. Erken ve kaliteli çiçek elde etmek için ekstra kormlar ya da
1. ve 2. boy kormlar tercih edilmelidir. Bakım Glayölde dikim sonrası yabancı
otlara ve kaymak tabakasına karşı yüzeysel çapalama yapılmalıdır. Fazla su
isteyen bir bitki olmasına karşın toprağı iyice kurumadan su verilmemelidir.
Glayöl 25–30 cm boya ulaşıncaya dek toprak göllenmeyecek şekilde sürekli nemli
tutulmalıdır. Daha sonraki dönemde su miktarı biraz azaltılmalıdır. Çiçek
sapının oluşmaya başladığı dönemden itibaren ( dip yapraklar el ile kontrol
edilerek anlaşılabilir) su miktarı yeniden artırılabilir. Bitkinin 40–50 cm
derinliğe dek kök oluşturacağı dikkate alınarak, suyun bu derinliğe ulaşması
sağlanmalıdır. Çiçek sapının oluşumu tamamlandığında su tekrar kontrollü olarak
verilmeye başlanır. Bunun sonucunda dayanıklı kuvvetli sapa sahip kaliteli
çiçekler elde edilir. Sera yetiştiriciliğinde iri kormlar kullanıldığından ve
ışık açıkta yetiştiricilik kadar kuvvetli olmadığından daha uzun bitkiler elde
edilebilir. Sapları dik tutmak, yatmayı önlemek için ağ sistemi kurulmalı ve
sırık yardımıyla destek verilmelidir. Ağ sisteminde bitki boyu uzadıkça teller
yukarıya kaldırılmalıdır. Derin dikimlerde saplar genellikle daha dik
duracağından bu sisteme gerek duyulmayabilir. Serada hastalığın yayılmasına
karşı havalanmaya özen gösterilmelidir. Özellikle yüksek nemde gelişen
hastalıklar sera havalanmasının önemini ortaya koymaktadır.
Hasat ve Pazarlama
Kesim alt kandillerde renk görünmeye başlayınca
yapılmalıdır. Bu işlem için en uygun zaman sabahın erken saatleri ya da
akşamüzeridir. Çiçek elde edilmiş bir kormun ertesi yıl yeniden çiçeklenme için
kullanılması uygun olmadığından hasat sırasında tüm bitki topraktan çekilerek
çıkarılabilir. Ancak kormlar, açıkta üretim için değerlendirilecekse kormda
besin maddelerinin birikmesini sağlamak amacıyla bitki üzerinde 4–6 yaprak
kalacak şekilde keskin bıçakla kesim yapılmalıdır. Kesim sonrası, çiçeklerin
sapları dik olarak tutmak suretiyle, ılık suya batırılır ve sonra serin yerde
birkaç saat bekletilir. Kesilen çiçekler başak uzunluğuna ve kandil sayısı
dikkate alınarak sınıflandırılır. Sınıflandırmadan sonra 10’arlı demetler
haline getirilen çiçekler hemen pazarlanmayacaksa 4–6 derece’de 24 saat, 1-2
derece’de 6-7 gün depolanır. Daha uzun süre saklamak için kontrollü atmosfer
ortamı sağlanmalıdır. Pazarlanacak çiçekler kontrplak kutulara nem emici
kâğıtlara sarılmak suretiyle paketlenir. Paketlenen çiçeklerin yatay durumda
taşınmasında, başak uçları yukarı doğru kalkacağından dikey taşımaya dikkat
edilmelidir
Hastalık ve Zararlılar
Glayölün toprak altı ve toprak üstü aksamlarında çok
sayıda hastalık ve zararlı ortaya çıkar. Bu nedenle her yıl aynı yerde
yetiştiricilik yapılmamalı, en az 3-4 yıllık münavebe uygulanmalı ve toprak
mutlaka sterilize edilmelidir. Ayrıca soğanlara dikim öncesi yapılan sıcak suya
ilave fungusit uygulaması da hastalık etmenlerini önemli oranda azaltmaktadır.
Hastalık ortaya çıktıktan sonra ilaç kullanılsa bile genellikle bunları
önlenmesi çok güçtür. Yukarıda belirtilen koruyucu önlemlerin yanı sıra sera
havalandırılmasına da önem verilmeli, hava nemi düşük tutulmalıdır. Glayöl
zararlıları için ise, normal insektisitlerin kullanılması yeterli olmaktadır.
Başlıca görülen hastalık ve zararlılar şunlardır:
- Kuru Çürüklük: Bu hastalıkta yapraklar
kahverengileşir. Kormlarda siyah benek ve halkalar ortaya çıkar. Köklerde siyah
lekeler ve çürümeler olabilir. Korunmak için münavebeli yetiştiricilik, toprak
sterilizasyonu, dikim öncesi ilaçlama sayılabilir.
- Fusarium Solgunluğu: Mantar, kormlarda yayılarak
enfeksiyonlara neden olur. Hastalıklı kormlar depoda çürür ya da dikilince
sürmezler. Hastalıktan az etkilenmiş olan kormlardan zayıf bitkiler elde edilir
ve bunlar yaprak uçlarından sararır ve sonuçta ölür. Korunmak için hastalık
yayılmadan önce alınması gereken önlemlere titizlikle uyulmalıdır.
- Botrytis Çürüklüğü: Nemli ve soğuk şartlarda
mantar, yapraklar üzerine önce hafif, sonra koyu kahverengi lekeler yapar ve
sezon sonuna doğru bu lekeler gelişir. Enfeksiyon, bazen bitkide toprakla
havanın kesiştikleri yerde meydana gelebilir ve bitkiye yayılır. Korunmak için
soğanlar ilaçlanır, sık dikimden kaçınmak ve iyi havalandırma önemlidir.
- Yaprak Leke: Bu hastalıkla enfekte olmuş kormlar
çürümekte ve bitki yaprak uçlarından itibaren kuruyarak ölmektedir. Korunmak
için hastalıklı bitkiler alandan derhal uzaklaştırılmalı, yakılarak yok
edilmelidir. Kormların dikim öncesi 15 dk 50-55 derece suya batırılması koruyucu
önlemlerin başında yer alır.
- Glayöl Thripsi: Thripsler glayölün çiçek ve
yapraklarında önemli zararlara neden olur. Thripsler özellikle larva formunda
veya ergin halde yaprak kınlarıve çiçek aralarında, tomurcuklarla beslenir ve
yüksek sıcaklarda hızla yayılarak enfeksiyona neden olur. Yapraklarda başlayan
gümüşi noktalı lekeler giderek gelişir ve pas rengini alır. Renkli yapraklarda
lekeler görülür ve çiçek kalitesi düşer. Korunmak için organik fosfatlı
insektisitler kullanılmalı, kormların kurutulduğu ortamlarda ve depolarda
naftalin buharlaştırılmalıdır.
- Çiçek Soğan Akarı: Bu akar, topraktaki kormun
kabukları arasında, hatta sap boğazında galeriler açarak girdiği kormun içinde
bile bulunur. Bulaşık kormlardan yetiştirilen bitkiler sarımsı ve hasta
görünüşlüdür. Yapraklar anormalleşir, kısalır ve çiçekler normal açamaz.
Korunmak için kültürel önlem olarak, hasat sonrası, çürük kormların ayrılarak
yok edilmesi, depoda saklama sıcaklığının 5-10 derece’de oransal nemin %50’nin
altına düşmemesi ve dikim öncesi kormların 43 derece’ sıcaklıktaki suda bir saat
tutulmaları sayılabilir. Kaynak: Megep
Bu içerik 8239 defa okundu.
|
|
Bu konu ile ilgili diğer sayfalar » |
Glayöl Yetiştiriciliği » 8239 defa okundu. |
Kesme Çiçekçilik » 8887 defa okundu. |
|
||||
Diğer Bilgiler |
||||
|
||||
|
||||
|
||||
Foto Galeri |
|
|||
İletişim |
|
|||
© 2012 TarimSitesi |
|
|
||
|
|
|
||