KATEGORİLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Foto Galeri |
Aspir yetiştiriciliği
Aspir
tarımındaki en önemli avantaj (kolaylık), Buğday-arpa tarımında, toprak
hazırlığından ürünün depoya alınmasına kadar geçen sürede kullanılan bütün
alet-ekipmanların bu bitkinin tarımında da kullanılabilmesidir. Belki de bu
özelliğinden dolayı, üreticiler tarafından benimsenmesi daha kolay ve çabuk
olacaktır. Toprak
bakımından çok da seçici olmasa da, derin, verimli tınlı, drenaj problemi
olmayan ve su tutma kapasitesi yüksek, pH değeri nötr veya nötr'e yakın (pH 5-7)
olan topraklar aspir tarımı için idealdir. Daima bu tip topraklar tercih
edilmelidir. Ancak, kıraç alanlarda da başarılı bir şekilde yetişebilmektedir.
Ekimden
önce, toprak tahlili yaptırılarak eksik olan bitki besin maddeleri
tamamlanmalıdır. Köklerin derinlere gidebildiği göz önüne alınarak, toprak
tahlillerinin 1.0-1.5 m derinlikten alınan örneklerle de yapılması gerekir.
Etkili kök derinliğinde, bitkinin alacağı besin maddeleri mevcut olmalıdır.
Toprak tahlilinin yapılamadığı durumlarda, dekara 12-15 kg saf azot hesap
edilerek, bitki gelişmesine başlangıç olması için bir miktar da fosfor (P)
ilavesi yapılarak ekimden önce toprağa serpilip karıştırılmalıdır. Tavsiye
edilen normal fosfor miktarı, dekara 3-5 kg dır. Aynı şekilde, Potasyum
gübrelemesi de yapılmalıdır. Fakat, ülkemiz toprakları, genelde potasyum
açısından yeterli kabul edilmektedir. Aspir,
yazlık bir bitki olduğundan bahar ayında ekilmelidir. Ancak, kışları fazla soğuk
olmayan, ılıman bölgelerde kışlık olarak da ekilmesi mümkündür. Örneğin,
ülkemizde Çukurova bölgesinde kışlık olarak, Kasım ayında ekilebilir.
Sıra
arasının 15-20 cm olduğu durumlarda, dekara 4-6 kg tohumluk kullanılmalıdır. Bu
durumda, tohumun iriliğine göre (1000 tane ağırlığı), dekarda 100.000-120.000
arası bitki (ortalama 100.000 bitki) bulunacak ve sıra üzeri mesafesi de 5 cm
olacaktır. Dekara atılacak tohumluk miktarı ortalama olarak 5 kg’ ın altında
olmamalıdır. Çok küçük taneli çeşitlerde daha az miktarda tohumluk kullanmak
gerekir (yaklaşık 4 kg). Geniş sıra aralıklarında, tohumluk miktarı 2-3 kg
civarındadır. Aspir
bitkisi, gelişmenin ilk 3-4 haftalık döneminde yabancı otlarla rekabet edemez.
Bu konuda çok zayıf olduğu için, yabancı otlardan çok etkilenir. Bu nedenle,
gelişmenin ilk dönemlerinde bitkiyi yabancı otlarla rekabete sokmamak için,
ekimden önce tarlanın bir çıkış öncesi herbisit (ot ilacı) ile ilaçlanması ve
ilacın toprağa karıştırılması gerekir veya çıkıştan hemen önce tarla yüzeyine
uygulanması gerekir. Aspir tarımında çıkış öncesinde tarla yüzeyine veya ekimden
hemen önce toprağa karıştırılarak kullanılabilecek ve tavsiye edilen
herbisitlerden bir kaçı şöyledir; Trifluralin, Metolachlor, EPTC, Barban,
Profluralin ve Paraquat. Bunlar, etkili kimyasal maddelerden birkaçı olup,
ticari ilaç isimleri firmalara göre değişik isimler altında olabilir.
Günümüzde,
sadece 3 aspir çeşidi mevcuttur. Bu çeşitlerden 2 tanesi (Yenice ve Dinçer),
1983 yılına kadar tescil edilen çeşitler olup, 1 tanesi ise 2005 yılında tescil
edilmiştir. Daha önce yıllarda, 5-154 olarak üretimi yapılan hat, 2005 yılında
Remzibey-05 ismiyle tescil edilmiştir. Bu çeşitler, Anadolu Tarımsal Araştırma
Enstitüsü tarafından geliştirilmiştir. Bu çeşitlere ait bazı tarımsal özellikler
aşağıda verilmiştir. Her ne
kadar kuraklığa dayanıklı bir bitki olsa da, kritik dönemlerinde sulama
yapılması verimi arttıracaktır. Aspir tarımında tane verimi açısından en kritik
dönemler, sapa kalkma dönemi ve çiçeklenme öncesi dönemlerdir. Bu iki dönemde
de, eğer havalar çok kurak giderse ve toprakta yeterli rutubet yoksa, sulanması
verimi olumlu yönde arttıracaktır. Sapa kalkma dönemi, genellikle çıkıştan 20-25
gün sonraya denk gelmektedir. Çiçeklenme öncesi dönem ise, çeşitlere bağlı
olarak, yine çıkıştan yaklaşık 55-65 gün sonrasına denk gelmektedir. Bu
dönemlerde, eğer yeterli yağış alınamaz ise ve sulama imkanı da varsa, yapılacak
ek bir sulama verimi arttıracaktır.
Yaprakların büyük bir bölümünün tamamen kuruduğu (kahverengileştiği), çiçek
çanak yapraklarının hemen hemen kahverengiye döndüğü (geç açmış çiçek
tablalarındaki çanak yapraklarında hafif bir yeşillik olabilir) ve tablaların
elle kolaylıkla harmanlanabildiği ve tanelerin tamamen beyaz renk aldığı dönem
hasat zamanının geldiğinin bir işaretidir. Bu dönem, genellikle çiçeklenmeden
yaklaşık 4-5 hafta sonraya denk gelen dönemdir. Bu dönemde, bitkiler fizyolojik
olgunluğa ulaşmış demektir ve hasat yapılabilir. Aspir
yağlık bir ürün olduğu için, sanayide yağ elde etmek üzere değerlendirilir. Yağ
elde edilmesinde, ayçiçeği işleyen tüm makineler aspir işlemeye de elverişlidir.
Herhangi bir makine değişikliğine gerek yoktur. Bu nedenle, ülkemizde sanayide
işlenmesi açısından hiçbir problem olmaması gerekir. Yağ alındıktan sonra geriye
kalan küspe içerdiği % 22-24 protein nedeniyle iyi bir hayvan yemi olarak
değerlendirilmektedir.
Toprak Hazırlığı:
Aspir tarımı yapılacak alanlarda dikkat edilecek bir diğer önemli konu ise,
tarlanın özellikle yağmur sularını göllendirmeyecek bir konumda olması, yüzey
drenajının iyi olması gerekir. Eğer, tarla içerisinde yer yer çukur alanlar var
ise ve yüzey drenajı da kötü ise, özellikle yağış suları ve sulama suları bu
alanlarda birikerek bitkinin kök bölgesinin bazı hastalıklara açık hale
gelmesine neden olacaktır.
Toprak hazırlığı olarak, eğer tarla, bir önceki bitkiden sonra aspir ekimine
kadar boş bırakılacaksa, sonbaharda veya ilkbaharda pullukla sürülmelidir.
Ekimden önce ise, diskaro ile ekime hazırlamak yeterli olacaktır.
Tarla hazırlığının ekimden hemen önce yapılması, bahar aylarında tarlada ortaya
çıkacak kendi gelen bitkiler (halaza-bir önceki ve/veya diğer kültür bitkileri)
ve yabancı otların yok edilmesi nedeniyle, aspir'in ilk gelişme dönemleri için
temiz, yabancı otlardan arınmış bir yetişme ortamı sağlayacaktır. Tuzlu
topraklar, aspir tarımı için olumsuz etkide bulunur. Aspir'in tuza
dayanıklılığı, arpa ile aynıdır. Toprakta tuzun fazla bulunması, çimlenmeyi,
verimi ve tanedeki yağ oranını düşürür.
Gübreleme:
Gübreleme açısından, piyasada bulunan ve kompoze bir gübre olan 20-20-0 gübresi
en uygun olanıdır. Eğer potasyum gübrelemesi gerekiyor ise, sadece potasyum
içeren gübreler ilave olarak da verilebilir. Eğer, bu 3 tip gübreyi aynı anda
vermek gerekirse, yine kompoze bir gübre olan 15-15-15 gübresi seçilebilir. Bu
tip gübre verilecekse, fosfor ve potasyum miktarına göre hesap yapılıp, toplam
miktar belirlenmeli, eksik kalacak olan azot miktarı için de, sadece azot içeren
amonyum nitrat veya üre gibi gübreler kullanılmalıdır. Eğer, topraktaki fosfor
ve potasyum miktarları yeterli ise, sadece azot gübrelemesi için, daha önce
bahsedilen amonyum nitrat veya üre gübresi tek başına kullanılabilir. Tahlil
sonuçlarına göre, değişik alternatifler yaratmak mümkündür.
Aspir bitkisi 3.5-4 ay gibi kısa bir sürede yetişebildiği için, gerekli olan
bütün gübrelerin ekimden önce bir seferde toprağa serpilip karıştırılması
gerekir. Gübrenin bir seferde ekimle veya ekimden önce verilmesi göz önüne
alındığında, etki süresinin yavaş ve sürekli olması nedeniyle, üre gübresinin
kullanılması daha mantıklı olacaktır. Eğer, ekimden önce toprağa karıştırılmayıp
ekimle beraber uygulanacak ise, tohum ve özellikle ürenin birbirlerine temas
etmemesine özen gösterilmelidir. Aksi takdirde, çimlenme ve çıkışlarda
problemler yaşanabilir.
Ekim Tarihi:
Yine Çukurova bölgesi yanında, bahar-yaz yağışları olmayan veya yetersiz kalan
Şanlı Urfa gibi güney bölgelerimizde (tabii kışı ılıman olmak şartıyla) kışlık
olarak Kasım ayında veya Aralık ayı başlarında ekilmesi tercih edilmelidir.
Fide döneminde, diğer bitkilere oranla soğuklara daha fazla dayandığı için,
biraz daha erken ekilebilir. Ekimin 20 Mart-20 Nisan tarihleri arasında
yapılması uygundur. Geç ekimlerde, bitkiler kısa kalmakta, dallanma azalmakta,
verim ve tanedeki yağ oranı düşmektedir. Bu nedenle, ekimlerin zamanında ve
uygun şekilde yapılması çok önemlidir.
Sıra Arası ve Ekim Şekli: Değişik sıra aralıklarında ekim yapılmasına rağmen,
yabancı ot mücadelesi ve kontrolü açısından, sıra arasının dar tutulması en iyi
yöntem olarak kabul edilmektedir. Bu amaçla, tavsiye edilen en uygun sıra arası,
15-20 cm dir.
Hububat ekiminde kullanılan makineler (mibzerler), aspir ekiminde de rahatlıkla
kullanılabilmektedir. Daha geniş sıra aralıklarında (40-60 cm) ekim yapıldığı
takdirde, yabancı ot mücadelesi ve kontrolünde sıkıntılar yaşanmaktadır. Çünkü,
geniş sıra aralıkları, yabancı ot gelişimini teşvik etmektedir. Böyle
durumlarda, özel aletlerle (yüksek ve ince lastikli traktörler) veya yine ekimde
belli aralıklarla boş sıralar bırakılarak çapa makinesinin buralardan hareket
etmesi sağlanmaktadır. Bu da fazladan masraf gerektiren, üretim maliyetlerini
arttıran işlemlerdir.
Tohumluk Miktarı ve Ekim Derinliği:
Dekara 5-6 kg tohumluk kullanımı ilk bakışta biraz fazla gibi gözükse de, yeşil
aksama uygulanabilecek yabancı ot ilaçlarında sıkıntı yaşandığı için ve
büyümenin ilk dönemlerindeki rozet büyüme sırasında aspir bitkilerinin yabancı
otlara boğdurulmaması için biraz sık ekmekte fayda vardır. Bu sıklık belki
hastalık problemi yaratabilecektir ancak, yabancı ot problemini kontrol etmek
açısından gereklidir.
Ekim derinliği, toprak şartlarına göre değişiklik gösterse de, 2.5-4.0 cm' lik
ekim derinliği en idealidir. Ekimde hiçbir zaman 5 cm' den daha derine tohum
bırakılmamalıdır. Üniform çıkışlar, genellikle sığ (yüzlek) ekimlerde
sağlanmıştır.
Yabancı Ot Kontrolü:
Bunlardan, Metolachlor (Dual II) hem ekim öncesi toprağa karıştırılarak hem de
ekimden sonra-çıkıştan önce toprak yüzeyine uygulanabilir. Diğerleri ise, sadece
ekimden önce toprağa karıştırılarak uygulanır. Çıkış sonrası yabancı otların
yeşil aksamına uygulanabilecek herbisit olarak “Stomp” kullanılabilir.
Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, ekimde sıra arasının dar tutulması (15-17
cm), yabancı otları bastıracağından, ayrı bir yabancı ot mücadelesi
gerekmeyecektir. Çıkış sonrası yabancı otların kimyasal yolla mücadelesinde
yeşil aksama kullanılabilecek herbisitlerin piyasada bulunamama ihtimaline
karşı, ekimden önce ekilecek alanın mutlaka treflan ile (dekara 230-250 g)
ilaçlanması gerekir. Bu doz miktarı, normal tarla içindir. Çok ağır topraklarda
(kil oranı yüksek) bu doz 300 gr’a a kadar çıkarılabilir. Kumsal tarlalarda,
Treflan dozu dekara 150-160 gr olmalıdır. Aksi takdirde, bitkilerde yanmalar
ortaya çıkabilir.
Çeşitler:
Yenice: Dikensiz, kırmızı çiçekli, 100-120 cm boyunda bir çeşittir. Diğer
2 çeşitten 10-15 gün daha geç hasada gelir. Bin Tane ağırlığı 35-40 gr arasında
olup, tanedeki yağ oranı da % 20-25 arasında değişir. Linoleik tip yağa
sahiptir.
Dinçer: Dikensiz, mat-kırmızı renkte çiçeklere sahip, 90-100 cm boyunda
bir çeşittir. Remzibey çeşidinden 2-3 gün önce hasada gelir. Bin Tane ağırlığı
45-50 gr arasında olup, tanedeki yağ oranı % 25-28 arasında değişir. Linoleik
tip yağa sahiptir.
Remzibey-05: Dikenli, sarı çiçekli, 60-80 cm boyunda bir çeşittir.
Tescili 2005 yılında yapılmıştır. Bu yıla kadar 5-154 ismiyle üretim izinli
olarak bilinmekteydi. Bin Tane ağırlığı 45-50 gr arasında olup, tanedeki yağ
oranı % 30-35 arasında değişir. Yağı oleik tiptedir (zeytin yağında olduğu gibi)
Sulama:
Eğer sulama yapılacak ise, kuraklık belirtileri bitki üzerinde ortaya çıkmadan
önce yapılmalıdır. Özellikle, bitkilerin alt yapraklarında ortaya çıkacak
"yanma" lar (yaprakların kahverengileşmesi, bitkinin su stresine (kuraklık)
girdiğinin en belirgin işaretidir. Çok sıcak havalarda, sulama yapılmamalı veya
çok kısa sürede bitirilmelidir. Sulama ile ilgili diğer bir konu ise, sulama
suyu hiçbir zaman tarla yüzeyinde uzun süre göllenmemelidir. Bu durum, bazı kök
hastalıklarına uygun ortam hazırlar.
Hasat:
Hasat, zamanında, geciktirilmeden hemen yapılmalıdır. Aksi takdirde, tanelerde
renk değişikliği ve eğer yağış olursa, tablalarda bulunan tanelerin çimlenmesi
söz konusudur. Hububat (Buğday-arpa) hasadında kullanılan biçerdöverler, aspir
hasadında da rahatlıkla kullanılabilir. Ancak, makinenin ayarlarının uygun bir
şekilde yapılması zorunludur. Biçerdöverin dolap hızı, hareket hızından %
25 daha fazla olmalıdır. Hasat-harman sırasında, tanelerde kırılmayı önlemek
için, 55 cm' lik batörlerde, batör hızı düşük bir seviyeye, 550 devir/dakika,
ayarlanmalıdır. Diğer bir ifadeyle, çevresel hızı yaklaşık 910-920 m/dakika
olmalıdır. Kontrabatör açıklığı, ön tarafta 1.5-1.6 cm, arka tarafta ise,
1.2-1.3 cm olmalıdır. Bitki artıkları nedeniyle makinenin tıkanmasını önlemek
için, eleklerin sarsılma hızı, hububat için kullanılan hızdan daha fazla
olmalıdır. Boş tanelerin ve sap parçalarının kolaylıkla atılması için, fan
ayarının da yeterli olması gerekir. Hasat edilen ürünün problemsiz, uzun bir
süre ve güvenli bir şekilde depolanabilmesi için tane neminin % 8 olması
gereklidir. Bu oran, % 10' u geçmemelidir.
Sanayide İşlenmesi:
Bu içerik 8009 defa okundu.
|
|
Bu konu ile ilgili diğer sayfalar » |
Aspir yetiştiriciliği » 8009 defa okundu. |
Susam yetiştiriciliği » 6866 defa okundu. |
Kapari (gebere) yetiştiriciliği » 7049 defa okundu. |
Ayçiçeği yetiştiriciliği » 6202 defa okundu. |
Kenevir yetiştiriciliği » 16793 defa okundu. |
Çay yetiştiriciliği » 15058 defa okundu. |
Haşhaş yetiştiriciliği » 28313 defa okundu. |
Şeker pancarı yetiştiriciliği » 8525 defa okundu. |
Jojoba Yetiştiriciliği » 8756 defa okundu. |
Domates yetiştiriciliği » 15122 defa okundu. |
|
||||
Diğer Bilgiler |
||||
|
||||
|
||||
|
||||
Foto Galeri |
|
|||
İletişim |
|
|||
© 2012 TarimSitesi |
|
|
||
|
|
|
||